[TRDizin | Arama Sonuçları] (2024)

Tümünü Listeye Ekle

CONSUMERS' INTENTION TO USE MOBILE BANKING APPLICATIONS AS A MARKETING TOOL, AN INTEGRATED TPB AND TAM MODEL

İsmail YILDIRIM, İlknur AYAR

Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 15 Sayı: 55 Sayfa: 123 - 140

Öz Tam Metin

Electronic commerce (e-commerce) has a significant impact on the global business environment. Mobile banking has emerged as a vital distribution channel and there is extensive research into its adoption. Mobile banking has rightly gained popularity in recent years. This is because with the increasing use of smartphones and other mobile devices, mobile banking offers people a practical way to deal with their money. Mobile banking users can access their accounts anytime and anywhere. In this study, the Theory of Planned Behaviour (TPB) and Technology Acceptance Model (TAM) are integrated with Trust Propensity to identify the factors affecting bank customers' intention to use mobile banking applications. The study was conducted with 393 participants through simple random sampling using an online survey. Structural equation modeling (SEM) technique was used to determine the effect of the research variables on mobile banking adoption intention. In order to motivate customers to use mobile banking services, banks need to know the drivers of customers' intentions to use mobile banking. The results of this study also revealed the changes in consumer behaviour towards mobile banking applications caused by changing consumption habits during the pandemic period. The study provides practitioners with information on the drivers of banking customers' intention to use mobile banking applications. The research results provide important insights into the key characteristics of m-banking that can help banks and application providers to improve their mobile banking products. The primary significance of this research for the banking sector is that banks ought to prioritise M-banking practices and highlight their benefits in their marketing campaigns. To summarise based on the research results, as m-banking becomes more widespread, banks should ensure that their applications are accessible, user-friendly and secure for all customers. They can create short training videos to show their customers how to get started with online banking and how to perform basic functions. Banks can promote m-banking application by creating informative posts and advertisem*nts that showcase its capabilities and benefits.

MİLLİ DEVLETÇİLİK BAĞLAMINDA AZERBAYCAN CUMHURİYETİ’NİN EĞİTİM SİYASETİ (1918-1920)

Ramin SADIK

Karadeniz Araştırmaları ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 21 Sayı: 81 Sayfa: 242 - 257

Öz Tam Metin

Azerbaycan 19. Yüzyılın başlarından itibaren Çarlık Rusyası tarafından işgale uğradıktan sonra her alanda olduğu gibi eğitim alanında da rejimin asimilasyon politikasıyla yüzleşti. Kendine sadık bir toplum yetiştirme maksadı taşıyan rejim, bir yandan bölgede yeni okullar tesis ederek Rusça eğitime önem verdiği gibi bir yandan da özellikle Azerbaycan gençlerinin yükseköğrenim hakkını engellemeye çalıştı. Buna rağmen imkânı olan aileler evlatlarını Rusya’nın farklı üniversitelerine yollayarak eğitim almalarını sağladılar. Eğitimlerini tamamlayan gençler ise yurda geri dönünce bilgi ve birikimlerini halkın aydınlanmasına adadılar. Neticede 20. Yüzyılın başlarında Azerbaycan’da milli ruhta ve çağdaş görüşte bir aydın sınıfı doğdu. Bu sınıf okul, gazete ve siyasal kuruluşlar üzerinden bütün çabalarıyla halkın ufkunu açarak zihinlerde Azerbaycan’ı bağımsızlığa kavuşturacak düşüncenin tohumunu serpti. Böylece bağımsızlık arzusu toplumun ana gayesi olurken, Rusya’da meydana gelen devrimler bağımsızlığa giden yolun diğer şartlarını oluşturdu. Neticede 28 Mayıs 1918’te dönemin aydın sınıfı Azerbaycan’ı bağımsızlığa kavuşturdu. Bu çalışmada 1918-1920 yılları arasında bağımsız olan Azerbaycan Cumhuriyeti hükumetinin milli devletçilik bağlamında eğitim alanında yaptığı icraatlar incelendi. Sadece 23 ay gibi kısa süreli varlığına rağmen hükumetin bölgede milli okulların açılmasına, kadroların yetiştirilmesine, üniversite tesisine ve yurtdışına öğrenci gönderilmesine yönelik gayretleri bütün tafsilatıyla kaleme alındı. Daha önceki hiçbir çalışmada Azerbaycan Cumhuriyeti hükumetinin eğitim siyasetine milli devletçilik bağlamıyla yaklaşmasının üzerinde durulmadığı gerçeğinden yola çıkılarak ortaya konan hipotezin desteklenmesi amacıyla konunun yazımı sırasında döneme ait arşiv kayıtları, gazeteler, kaynak eserler titizlikle gözden geçirildi ve metinin yazımı esnasında kullanıldı

Batıl İtikatlarla Savaşın Edebî Cephesi: Kılıçzâde Hakkı’nın Hikâyeleri

Tuğba ÖZEN

Eskiyeni ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: Sayı: 52 Sayfa: 189 - 212

Öz Tam Metin

Yazar, gazeteci, milletvekili ve Batıcılık fikrinin savunucusu Kılıçzâde Hakkı (öl. 1960), Türk düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. Kılıçzâde, yazılarında devletin ilerlemesi için yapılması gerekenleri ismiyle müsemma şekilde savaşırcasına anlatır. Yazar hakkındaki çalışmaların ekserisi kitapları ve makaleleri hakkındadır. Oysa Kılıçzâde Hakkı, gerilemenin en büyük sebebi olarak gördüğü batıl inançlarla savaşını, kurgusal zemine taşıyarak hikâyeleştirmiştir. Kılıçzâde hakkındaki çalışmalarda söz konusu hikâyelere değinilmekle birlikte ayrıntılı bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu makalede Kılıçzâde Hakkı’nın İçtihad ve Hürriyet-i Fikriyye dergilerinde yayımlanan sekiz hikâyesi incelenmiştir. Yazarın hikâyelerinde batıl gördüğü, dinî ve toplumsal inanışlarla olan mücadelesi dikkat çekmektedir. Çalışmanın amacı makalelerinde de benzer konuları işleyen Kılıçzâde’nin fikrî eserlerinde başlattığı mücadelesini fiktif yapıya taşıdığını göstermek, yazarın düşüncelerini açıklamada kurguyu kullanılışını örneklendirmektir. Çalışmanın yöntemi şu aşamalarda ilerlemiştir: yazarın hikâyeleri tespit edilmiş, Latin alfabesine aktarılmış, makaleleriyle hikâyeleri arasındaki benzer noktalar bulunmuştur. Bu dikkatle çalışma üç başlık altında ele alınmıştır. Söz konusu sekiz hikâyeden evlilik hakkındakiler “Dest-i İzdivaca Talip miyiz?”, toplumdaki dindarlık ve dinsizlik algısının eleştirildiği hikâyeler “Dinsizlik Alametleri”, Yunus Hoca hakkındaki hikâyeler ise “Sahte Softalığın Simgesi: Yunus Hoca” başlıkları altında değerlendirilmiştir. Kılıçzâde Hakkı’nın aile mefhumuna büyük kıymet verdiğini yazılarından takip etmek mümkündür. “Dest-i İzdivaca Talip miyiz?” başlığı altında işlenen hikâyelerde düğün eğlenceleri, eşlerin birbirini tanıyarak evlenmelerinin önemi, evlenme ve boşanma işlemlerinin nasıl olması gerektiği, örnek aile temsili ele alınır. “Dinsizlik Alametleri” başlığında incelenen hikâyelerde ise toplum tarafından dinsizlik yaftasına maruz kalan ailelerin dine dair tutumu işlenmiştir. Sahte softalarla pek çok cephede savaşmayı kendine görev edinen Kılıçzâde Hakkı, bu savaşını kurguya taşımıştır. Makalenin üçüncü kısmı “Sahte Softalığın Simgesi: Yunus Hoca”nın maceralarının anlatıldığı üç hikâyeden müteşekkildir.Yunus Hoca üzerinden din adamı vasfına talip ve sahip kişilerde bulunmaması gereken özelliklerin anlatıldığı hikâyelerin ilkinde Yunus Hoca’nın ataları; ikincisinde medrese talebeliği, üçüncüsünde bir kadınla giriştiği münakaşa tahkiye edilir. Bu değerlendirmeler ışığında Kılıçzâde Hakkı’nın hikâyelerinin aile ve din mefhumları üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Bununla birlikte Kılıçzâde’nin fikrî eserlerindeki meseleleri, fiktif yapıda da işlediği ve Batıl itikatlarla bir de edebiyat cephesinde savaştığı anlaşılmıştır.

Evaluation of Mothers‘ COVID-19 Fear Situations and Attitudes to COVID-19 Vaccine

Aysel Topan, Siğnem Anol, Aylin Kurt

Çocuk Enfeksiyon Dergisi ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 18 Sayı: 1 Sayfa: 20 - 26

Öz Tam Metin

Objective: The aim of this study was to evaluate mothers’ fears of COVID-19 and their attitudes towards the COVID-19 vaccine. Material and Methods: This descriptive cross-sectional study was conducted with 305 mothers with children aged 0-14 years in the family health centre in Zonguldak city centre between 01.01.2022 and 01.05.2022. Personal Information Form, COVID-19 fear scale (CFS) and Ghana vaccine attitudes scale (GVAS) were used to collect data. Results: In this study, 3.6% of the mothers did not receive the COVID-19 vaccine. Mothers’ fear of COVID-19 was moderate and their hesitancy to get vaccinated was low. There was no relationship between the mothers’ fear of COVID-19 and their attitudes towards the vaccine (p= 0.824). Fear of COVID-19 increases as mothers’ negative attitudes towards vaccine benefits (r= -0.160, p< 0.001) and past vaccination experiences (r= 0.796, p< 0.001) increase. Mothers (20.32 ± 3.22) who were undecided about being vaccinated against COVID-19 had more negative attitudes towards vaccination than those who thought that vaccination should be mandatory (16.59 ± 3.27) (p< 0.001). Those who thought that the side effects of COVID-19 affected the vaccine decision (19.43 ± 4.07) had a more negative attitude towards the vaccine than those who thought that they did not (17.42 ± 3.81) (p< 0.001). Conclusion: It was found that the COVID-19 vaccination rates of the mothers were quite high, they had a moderate fear of COVID-19 and their hesitations towards the COVID-19 vaccine were low. It is thought that past experiences of mothers regarding COVID-19 increase the tendency to get vaccinated.

Immunization Status, Frequency and Symptoms of COVID-19 in 12-18 Aged Children

Tülay Kuzlu Ayyıldız, Musa Özsavran, Aleyna Denizer, Mehmet Murat Topaloğlu

Çocuk Enfeksiyon Dergisi ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 18 Sayı: 1 Sayfa: 27 - 32

Öz Tam Metin

Objective: Children in the 12-18 years age group are among the risky groups that can be affected by COVID-19 disease. Vaccination continues to protect against COVID-19 infection and prevent the spread of the virus. Despite this, some children suffer from Coronavirus disease. Therefore, it is also essential to know what they went through while they were sick. This study was conducted to determine the vaccination status of children between the ages of 12-18 years with the COVID-19 vaccine, the frequency of children with coronavirus disease, and symptoms in children with the disease. Material and Methods: This study is a descriptive and cross-sectional study. This study was conducted in the province of Zonguldak, located in the Western Black Sea Region of Türkiye. Data were collected from parents of children studying in primary, secondary, and high schools. Five-hundred and fifteen parents participated in the study. The COVID-19 Information Form created via Google Forms was applied online to the parents in data collection. Statistical Package for Social Sciences (SPSS) 25.0 package program was used to analyze the data. Results: It was determined that 44.6% of the children were vaccinated against COVID-19. It was determined that 68.8% of the children did not have COVID-19 disease. Among the reasons why children did not get vaccinated against COVID-19 were that 23.7% of their peers were not vaccinated, 41.3% did not trust the vaccine, 11.5% had a history of allergy, and 11.8% had Coronavirus disease. It was determined that the most common symptoms experienced in children when they contracted COVID-19 were headache, widespread pain, fever, cough, nasal congestion, loss of smell and taste, and diarrhea, respectively. Conclusion: While almost half of the children were vaccinated with the COVID-19 vaccine, it was determined that the parents’ vaccination status with the COVID-19 vaccine was relatively high. Children are not vaccinated because of a high mistrust rate against vaccination. Despite not being vaccinated, most children have not had Coronavirus disease either.

AN EXAMINATION OF NURSES’ BURNOUT REASONS: DELPHI AND SWARA METHODS

Gizem Zevde AYDIN, Elif DİKMETAŞ YARDAN

Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 27 Sayı: 1 Sayfa: 139 - 154

Öz Tam Metin

This study aims to determine the factors that cause burnout in nurses, who are critical stakeholders in health service delivery, and to prioritize these factors. For this purpose, Delphi and SWARA methods were used. The research was conducted in a private hospital serving Black Sea Region Türkiye. 10-unit manager nurses who are experts in their fields participated in the Delphi method. As a result of the three-stage Delphi implementation, 16 burnout causes were determined. The 16 identified causes were prioritized with the SWARA method. 47 nurses participated in the SWARA method. As a result of the research, it was determined that the most critical reason for burnout was not being able to get money for the work done/low salary. It was concluded that obscure patient relatives were the least important cause of burnout. It is thought that the financial and moral reward of nurses who work hard will be beneficial. It may be suggested to make satisfactory remuneration for the labor and service provided or to support and increase the raw wage with various contributions. It can be suggested to raise awareness among nurses about burnout and coping.

SEYAHATNAMELERDE BURSA’NIN ALIMLANMA BİÇİMLERİ: FAHRUNNİSA HANIM, HÜSEYİN VASSAF, HİKMET ARİF, AHMET HAŞİM VE TANPINAR ÖRNEKLERİ

Seda ÇETİN

Humanitas - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 12 Sayı: 23 Sayfa: 135 - 153

Öz Tam Metin

Gezilen yerleri etraflıca tanıma, bilgi toplama, okura söz konusu yerlerle ilgili rehberlik etme amacını güden seyahatname edebiyatın en eski türlerinden biridir. Bu tür, 19 ve 20. yüzyıllarda yaşanan gelişmeler dolayısıyla çok daha fazla önemli hâle gelmiştir. Yerli ve yabancı seyyahların dikkatini yüzlerce yıldır üzerine çeken Bursa’ya bu dönemlerde yapılan seyahatler ise ayrı bir değer taşır. Büyük yıkımların ve dönüşümlerin yaşandığı bu çağlarda Bursa’ya gelen yerli seyyahlar şehirde gezip gördüklerini yazıya geçirirlerken kendi zamanlarında şehrin alımlanma biçimlerine dair de örnek vermiş olurlar. Bu çalışma birbirlerine yakın dönemlerde gerçekleşmiş Fahrunnisa Hanım’ın Hüdavendigâr Vilayetinde Kısmen Bir Cevelan (1896), Hüseyin Vassaf’ın Bursa Hatırası (1896), Hikmet Arif’in Bursa Seyahati (1922) isimli eserleriyle Ahmet Haşim’in ‘Gurabahâne-i Laklakan’ (1923) ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’inde yer alan ‘Bursa’da Zaman’ (1946) denemeleri özelinde Bursa’nın alımlanış biçimlerine odaklanmıştır. Farklı bakış açılarına sahip bu seyyahların Bursa’ya yönelik algılarında görülen çeşitlilik ise hem seyyahların kişiliklerinin hem de devrin şartlarının zorunlu bir sonucudur. 1896-1946 aralığında yayımlanmış olan bu eserlerin birlikte ele alınmış olmaları, şehirde değişenin yalnızca insan ve insan ilişkileri olmadığını, mekânların da başka bir algıyla zihinlerde yeni baştan inşa edildiklerini ortaya çıkarması bakımından da kıymetlidir.

AFET ODAKLI BİR SOSYAL GİRİŞİMCİLİK ÖRNEĞİ OLARAK CEMİYETTEN ANONİM ŞİRKETE KIZILAY

Yasin AKKUŞ

Humanitas - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 12 Sayı: 23 Sayfa: 53 - 72

Öz Tam Metin

Sosyal girişimciliğin Dünya’daki etkisi ve sürdürülebilir kalkınmadaki önemi 1990’lardan sonra daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Özellikle inovatif yönleriyle proaktif iş modelleri geliştiren sosyal girişimler, önemli roller oynamaya başlamıştır. Bağış bekleyen reaktif yapılar yerine iktisadi faaliyetler üreten yapıları benimseyen sosyal girişimler, bu faaliyetlerden elde ettiği gelirlerle sürdürülebilir ve tekrarlanabilir sosyal faydalar üretebilmektedir. Hilal-i Ahmer yaygın adıyla Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde kurulan Türk Kızılay Derneği de bu sosyal girişimler arasında sayılmaktadır. Dönemdeki tabiriyle cemiyet olarak kurulan Kızılay bugün on üç adet anonim şirketi bünyesinde barındırmaktadır. Karahisar maden suyunun üretimi ile başlayan iktisadi faaliyetleri günümüzde çadır üretiminden sağlığa, lojistik hizmetlerinden finansal yatırıma kadar birçok farklı alanda genişlemiştir. Afetlerde gerçekleştirdiği faaliyetler üzerinden Kızılay’ın mevcut yapısına eleştirilerin de getirildiği gözlemlenmektedir. Bu çalışmada Türkiye Kızılay Derneği’nin mevcut yapılanması, sosyal girişimcilik ve afetler perspektifi ile değerlendirilmektedir. Kızılay’ın iktisadi faaliyetlerinin halka arz olan anonim şirketler halinde düzenlenmesinin; afetlerde daha hızlı ve inovatif çözümler üretebileceği değerlendirilmektedir. Bu sayede Kızılay’ın daha verimli, daha etkin, şeffaf, denetlenebilir, hesap verebilir bir biçimde kurumsal ve sosyal sorumluluklarını yerine getirebileceği sonucuna varılmaktadır.

Development of Baler Machine for Humid Areas

Tugba KARAKÖSE, Kemal Çağatay SELVİ

Black Sea Journal of Agriculture ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 Sayfa: 163 - 167

Öz Tam Metin

Baler machines collect the swath straw when it reaches a sufficient level of moisture and bale it. However, the drying time of the material is prolonged in humid regions. This causes the land not to be used for the second crop and to get wet again in case of rainfall. Clogging is observed in commonly used baling machines when baling these products because they are more humid. The study aims to collect and bale the material even if the straw is not sufficiently dried in humid areas. For this purpose, dimensional improvements were made in the stubble chopper unit of a baler and compared with two widely used machines in the country. While clogging was observed in the other machine, no clogging was observed in the improved machine. In terms of direct usability, feed with particle size distribution smaller than 15 cm was 93.20% for the developed machine (DM) and 89.43% for the baler machine (BM-1). DM clogging problems have not been observed.

Perceptions, Knowledge, and Attitudes of Elderly Turkish Individuals Regarding Covid-19 Vaccine Hesitancy

Hüseyin ERİŞ

EKEV AKADEMİ DERGİSİ ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: Sayı: 97 Sayfa: 194 - 207

Öz Tam Metin

Vaccination activities aim to prevent contagious diseases, deaths, and permanent sequels caused by these diseases. Due to the Covid-19 virus, which has affected the whole world, all people have been directly affected by the negative effects of this virüs. Especially since the elderly population is more affected by this virus, it has become the group most exposed to social isolation. Şanlıurfa is accepted as the lowest province in Turkey in terms of Covid-19 vaccination rate. This study was conducted among 507 elderly people, aged 60 and older who lived in Şanlıurfa, between 01.07.2022 and 30.07.2022. The average of the confidence perception sub-dimension was found as 3.14 and the average of conspiracy theories in the sub-dimension was found as 2.79 on the scale used for the study. 35.1% of the participants stated that they did not trust in Covid-19 vaccine, and 64.9% of them stated that they trust it. 23.9% of elderly people who participated in the study stated that they did not receive any vaccine and 43.6% of them stated that they received 2 doses. To the question, “would you get the covid-19 vaccine again?” only 18.7% of the participants (95) answered yes, and 81.3% of them (412) answered no. Informing elderly individuals and families by healthcare professionals about the dangers of the Covid-19 virus and the reliability of vaccines developed against this virus will increase the vaccination rate.

We didn't know it was that bad: Unearthing parent perspectives on Universal Pre-K policy

Maria Mavrides Calderon

( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 5 Sayı: 1 Sayfa: 104 - 119

Öz Tam Metin

Families are the ultimate recipients of the effects of policy, but seldom get a seat at the policymaking table. This study investigated how parents perceive the impacts of unequal teacher compensation policies on New York City’s (NYC) Universal Pre-K (UPK) expansion. Utilizing Bronfenbrenner's (1979) ecological systems theory and Schneider and Ingram’s (1993) theory of social construction and policy design to create a rich conceptual framework, this qualitative study analyzed parents' voices through document and social media discourse analysis expanding from 2014 to 2021, and semi- structured interviews (n=15). Participants reflected the demographic diversity found in NYC, the largest school system in the country. The data analysis occurred in three sequential stages: (a) content analysis of documents, (b) thematic analysis of interview data, and (c) compilation of findings from these analyses to draw comprehensive conclusions. Findings revealed that while parents had limited engagement with policy, they were able to articulate the detrimental effects of compensation policies—particularly the effect of teacher turnover on their daily lives—with a disproportional effect on parents of racially minoritized backgrounds or living in low-income neighborhoods. The rich interviews unearthed the dissonance between the policy’s intent and its effect on perpetuating racial and socio-economic biases. Recommendations for advocacy and engagement are provided.

Kitap İncelemesi: Michael Pollan, Arzunun Botaniği, Sevin Okyay (Çeviri), Domingo, 2011, 232 s.

Kemal BALICA

Bağımlılık Dergisi ( Sosyal - Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 25 Sayı: 3 Sayfa: 336 - 340

Öz Tam Metin

Arzunun Botaniği kitabı, New York Times çok satanlar listesine giren ve iki saatlik bir belgesel olarak yayınlanan bir eserdir. Kitap temelde bitkilerin türlerini hayatta tutmak için insanlar tarafından arzulanır hale gelerek "insanı çalıştır" stratejisi geliştirdiklerini öne sürmektedir. Bu durumu açıklamak üzere Pollan kitabını; tatlılık-elma, güzellik-lale, sarhoşluk-marihuana ve kontrol-patates olmak üzere dört ayrı bölümde hazırlamıştır. Çalışmaya konu olan sarhoşluk-marijuana bölümünde yazar sarhoşluk yapan bitkilerin hayvanlar ve insanlar tarafından evrimsel dezavantajına rağmen uzun yıllardır kullanılageldiğini ifade etmektedir. Kullanım yaygınlığından sonra yazar kenevir yetiştirme deneyiminden yola çıkarak ABD’de ve Hollanda’da marijuanaya uygulanan yasal yaptırımları karşılaştırmaktadır. İlerleyen kısımlarda ise Pollan sarhoşluk kavramı üzerinde durmuş, sarhoşluğun biyolojik temelini ve insanların neden sarhoş olmak istediğini anlamaya çalışmıştır. Sonuç olarak, hangi bitkinin kendisini nasıl tercih edilebilir kıldığı kısmı soru işaretleri doğursa da, bitkilerin insanları çalıştır stratejisi geliştirerek kendi devamlılığını sağladığı fikri hom*osantrik (insan merkezli) düşünceleri derinden sarsan özgün bir bakış açısı sunmaktadır. Marijuana bölümü ise sarhoşluk etkisi yaratan maddelerin insanlar ve hayvanlar tarafından neden ve nasıl tercih edildiğinden daha çok, kenevir bitkisinden marijuana elde etmenin inceliklerinden ve sarhoşluk etkisi yaratan pek çok bitki ve ya maddeden (41 adet) bahsetmektedir. Tüm bu detaylandırma sarhoşluğa övgü düzeyine varacak öznel ifadelerle birlikte kitabı bağlamından uzaklaştırmaktadır. Oldukça özgün bir bakış açısından yola çıkan kitabın üçüncü bölümünde esrar başta olmak üzere sarhoşluk veren bazı maddelerin kullanımını özendirici olabileceği gözlemlenmiştir.

Kadınlarda Alkol ve Madde Bağımlılığında Toplumsal ve Kendini Damgalama

Demet ATLAM, Ayça ÇINAROĞLU ASAR, Derya SASMAN KAYLI, Umut KIRLI

Bağımlılık Dergisi ( Sosyal - Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 25 Sayı: 3 Sayfa: 311 - 319

Öz Tam Metin

Bağımlılık, biyolojik, psikososyal ve çevresel faktörlerin rol oynadığı kronik ruhsal bir hastalıktır. Bağımlılıkta cinsiyet faktörü önemli bir etkendir ve kadınlar bağımlılık süreçlerini erkeklerden farklı yaşarlar. Bu derleme ile kadınlardaki bağımlılık sürecinin farklılıklarına, toplumsal damgalamaya ve kadınların kendilerini damgalamalarında rol oynayabilen psikososyal unsurlara dikkat çekmek amaçlanmıştır. Toplumun kadın ve erkeğe yönelik değerlendirmeleri bağımlılık açısından farklılık gösterir. Toplumun kadın hastalara daha önyargılı yaklaşımı kadınların kendini damgalamalarını da şiddetlendirir. Artan kendini damgalama şiddeti, bağımlılıktan dolayı daha fazla utanç duyma, suçluluk hissetme, yalnızlaşma, benlik saygısında azalma, depresyon, sosyal olarak izole olma ve tedaviden kaçınma gibi sonuçlara neden olur. Kadının annelik rolüne atıf yapılması ve çocukların bakımı ile ilgili süreçler de tedaviden kaçınmada rol oynar. Kendini damgalayan bireyler bağımlı olduğu maddeyi kullanarak bu süreçle farkında olmadan baş etmeye çalışır. Bu durum da bağımlılık döngüsünden çıkmayı güçleştirebilir. Sonuç olarak kendini damgalamanın azaltılması için bağımlılık konusunda toplumsal farkındalığın arttırılması, toplumsal damgalamanın azaltılması, kadınların tedaviye erişiminin sağlanması, tedavi sürecinin psikoterapiler ve sosyal terapiler ile desteklenmesi, kadınlar için iş bulma fırsatlarının ve çocuk bakımı süreçlerinin oluşturulması ve kadınların sosyal destek ağlarının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Examination of Complementary Treatment Use of Individuals with Interstitial Cystitis: Descriptive Study

Yeliz Culha, Ezgi Seyhan Ak, Mehmet Gokhan Culha

The new journal of urology ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 19 Sayı: 1 Sayfa: 16 - 22

Öz Tam Metin

Objective: The aim of this study was to examine the use of complementary therapy in individuals with interstitial cystitis. Material and Methods: This study, which was carried out in a descriptive research design, was carried out with 80 female patients over 18 years of age with interstitial cystitis, who applied to the Urology Outpatient Clinic of a city hospital in Istanbul between January and July 2023. The data were collected by face-to-face (onsite) interview method using a form prepared by the researchers in line with the literature to determine the socio-demographic characteristics of the patients and their use of complementary therapy. Data were analyzed using SPSS 22 statistical software for Windows. Results are reported as mean ± SD. Ethics committee and institutional permission were obtained before starting the study. Results: When the characteristics of the individuals included in the study were examined; The mean age was 42.80±10.68 years, 60% did not have a chronic disease, 65% used any complementary treatment method, 43.2% used herbal treatment method, 50% did not receive complementary treatment. 55% received this information from the physician, 50% used complementary therapy to reduce their pain, 61.5% did not experience any side effects after using complementary therapy, 80.8% believed that complementary therapy was effective. It was determined that 53.8% of them did not share the complementary treatment methods they used with the physician or nurse. Conclusion: It was seen that the majority of individuals with interstitial cystitis used any complementary treatment, half of them did not get information before using the treatment, and more than half did not share the complementary treatment methods they used with the physician or nurse.

CLAUDE LÉVİ-STRAUSS’UN YAPISALCI MİT ÇÖZÜMLEME KURAMINA GÖRE OEDİPUS MİTİNİN KARŞILAŞTIRMALI İNCELEMESİ

Gülden PAMUKCU

Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 25 Sayı: 46 Sayfa: 69 - 79

Öz

Claude Lévi-Strauss, mitlerin toplumsal çatışmaları ve çelişkileri anlama çabasının bir ürünü olarak ortaya çıktığını savunur. Oedipus miti de bu bağlamda incelendiğinde, temelde insan doğasına dair evrensel bir hikâyeyi temsil eder. Sophokles’in Kral Oedipus tragedyası ise, Oedipus mitini esas alarak şekillenir. Claude Lévi-Strauss’un yapısalcı mit çözümleme kuramı, edebiyatın mitleri nasıl şekillendirdiğini ve değiştirdiğini ele alır. Ona göre Sophokles’in tragedyası Oedipus mitini bireysel ve toplumsal düzeyde değiştirmektedir. Öte yandan Kral Oedipus tragedyası, Oedipus mitini temel alarak bu değişimi gerçekleştirir ve mitin evrensel temalarını daha derinlemesine anlamamıza ve mitlerin altında yatan evrensel yapıları daha yakından tanımamıza olanak vermektedir. Tragedya, mitin temel unsurlarını korumakla beraber onu farklı bir açıdan ele alır. Bu çalışmada Lévi-Strauss’un yapısalcı yaklaşımı temel alınarak Oedipus mitinin Sophokles’in Kral Oedipus tragedyasıyla karşılaştırmalı bir incelemesi sunulmuş ve Sophokles’in Kral Oedipus tragedyasının Oedipus mitini nasıl yeniden şekillendirdiği ve yorumladığı mit-edebiyat ilişkisi bağlamında ele alınmıştır.

Canvassing As A Political Communication Tool: A Study On Canvassing And Its Use By The Refah Party (RP) In Türkiye

Mustafa Burak ÇELEBİ

Erciyes İletişim Dergisi ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 Sayfa: 363 - 383

Öz Tam Metin

Canvassing has been one of the tools for political communication and propaganda. As its name indicates, canvassing means to get votes from voters by using different tools. Political parties conduct various face-to-face communication activities for voters either to encourage them to participate politically or to make them support their own political ideologies. It is believed that various academic studies have been conducted about different canvassing tools that political parties and leaders use in the USA. However, we might say that the number of studies on the effects of canvassing on voters in Turkey is few. Although, it’s not evaluated as a subject, we could say that in the early 1990s the most successful political party to use canvassing tools effectively and successfully was the Refah Partisi (RP). Devoted canvassing efforts of the volunteers of the party contributed to the accession to power of the party. This study depends on the compilation of leading studies on political communication and canvassing in the literature and it uses historical and qualitative methods.

Siyasi Denetim Aracı Olarak Meclis Denetim Komisyonlarının Rolü: İstanbul İlçe Belediyeleri Örneği

Kamil ÖZASLAN, Abdurrahman Muhammet BANAZILI

Fiscaoeconomia ( Sosyal )

Yıl: 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 Sayfa: 18 - 37

Öz Tam Metin

Devlet denilen üst yapının birer parçası olan belediyeler yasalarla kendilerine verilen görev ve yetkilere uygun olarak faaliyet yürütüp yürütmedikleri, belirlenen amaçlara ulaşmak için uygun araçları tercih edip etmedikleri, imkân ve kaynakları hukuka uygun şekilde kullanılıp kullanılmadıkları gibi çeşitli açılardan birtakım mekanizmalarla denetlenebilmektedirler. Bu mekanizmalardan biri olan siyasal denetim, belediye faaliyetlerinin düzenlenmesi ve yürütülmesi süreçlerinin hukuka uygun şekilde yapılıp yapılmadığını anlamak için belediye meclisleri tarafından yürütülen bir denetim türüdür. Ancak yasama ve yürütme arasında kurulan bu denetim ilişkisi komisyonun oluşturuluş şekli nedeniyle meclisteki siyasi grupların ağırlığına göre işlerliğini yitirebilmektedir. Bu sorunsaldan hareketle çalışmanın amacı belediye meclislerinde siyasal denetim aracı olarak meclis denetim komisyonlarının ne denli işler olduğunu ortaya koymaktır. Bu çalışmada, evreni oluşturan İstanbul’daki belediyeler içerisinde maksatlı (amaçsal) örneklem yaklaşımı kullanılarak belirlenen, mecliste bir siyasi grubun yoğun olduğu iki farklı belediye ile siyasi grupların birbirine yakın sayıda olduğu bir belediye olmak üzere, üç ilçe belediyesinde görevli toplam 12 meclis üyesiyle görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler tematik analiz yöntemiyle analiz edilerek elde edilen veriler çalışmanın amacına uygun olarak yorumlanmıştır. Belediye başkanı ile komisyonun çoğunluğunu oluşturan üyelerin aynı partiden oluşması durumunda parti iradesinden çıkılamaması, dolayısıyla komisyon çalışmalarında reel ve etkin kararların alınamaması araştırmada sonucunda elde edilen başlıca bulgular arasında yer almaktadır.

Türkiye’de Tam Otomatik Sürücüsüz Anahat Treni Çalıştırılmasında Olası Fırsatlar ve Tehditler

Üsame EKİCİ, Mehmet Emin AKAY

Demiryolu Mühendisliği ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: Sayı: 19 Sayfa: 109 - 120

Öz Tam Metin

Çeşitli teknolojik gelişmeler yaşandıkça insan gücüne daha az ihtiyaç duyulacağı aşikardır. Bu bağlamda, sürücüsüz trenler demiryolu endüstrisindeki son başarı olarak görülmektedir. Sürücüsüz trenler insan hatalarından kaynaklanan kazaların önlenmesinde, seferlerin dakikliği ve sıklığını artırmada, enerji tüketiminin ve insan işgücü maliyetinin azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Öte yandan işçi sendikalarının neredeyse tamamı, demiryolu işçilerinin işlerinden uzak tutulmasına ve otomasyona geçilmesine karşı çıkmaktadırlar. Ayrıca demiryolu hattı yakınındaki potansiyel tehlikeler iyi eğitimli sürücüler tarafından görülebilmekte fakat bazen engel algılama özelliğine sahip olmasına rağmen bilgisayarlar tarafından tespit edilememektedir. Ayrıca tam otomatik sistemler siber saldırılara karşı savunmasızdır ve çok iyi korunması gerekmektedir. Bununla birlikte psikolojik araştırmalar, yolcuların trende herhangi bir görevli göremedikleri zaman kaygılandıklarını ve bu durumun insanların yolculuklarının konfor seviyesini düşürdüğünü göstermektedir. Bu çalışmada, ana hat trenlerinin sürücüsüz çalıştırılmasının avantaj ve dezavantajları ayrıntılı olarak verilmekte olup mevcut sürücüsüz metro trenlerinin daha derinlemesine izlenip analiz edilerek deneyim kazanılması konusunda önerilerde bulunulmaktadır.

BAZI BENZOKSAZOL-2(3H)-ON/BENZOTİYAZOL-2(3H)-ON TÜREVLERİNİN SENTEZİ VE ALZHEİMER HASTALIĞINA KARŞI ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

Merve BARDAKKAYA, Burcu KILIÇ, Deniz Songül DOĞRUER

Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 48 Sayı: 1 Sayfa: 226 - 241

Öz Tam Metin

Amaç: Bu çalışmada benzoksazolon/benzotiyazolon halkası taşıyan asetamit türevi 28 yeni bileşik sentez edilmiş ve Alzheimer hastalığına karşı etkileri in vitro olarak test edilmiştir. Gereç ve Yöntem: Sonuç bileşiklerin sentezinde kullanılan amin türevleri (5 ve 6), öncelikle ticari olarak mevcut 1,3-benzoksazol-2(3H)-on ve 1,3-benzotiyazol-2(3H)-on halkalarının metillenmesi, nitrik asit ile nitrolanması ve ardından kalay klorürle indirgenmesi ile sentez edilmiştir. Daha sonra, amin türevi 5 ve 6’nın bromoasetil bromür ile açilasyonundan hazırlanan ara ürünlerin (7 ve 8) uygun amin türevleri ile tepkimesinden sonuç bileşikler (9a-n ve 10a-n) elde edilmiştir. Sentezlenen bileşiklerin kimyasal yapıları spektroskopik yöntemler, HRMS ve elementel analiz ile aydınlatılmıştır. Tüm sonuç bileşiklerin modifiye Ellman yöntemiyle kolinesteraz inhibitör aktiviteleri belirlendikten sonra DPPH ve ORAC yöntemiyle antioksidan aktiviteleri ölçülmüştür. Son olarak sonuç bileşiklerin metal şelatör özellikleri tayin edilmiştir. Sonuç ve Tartışma: Yeni 2-sübstitüe-N-(3-metil-2-okso-2,3-dihidro-1,3-benzoksazol/1,3-benzotiyazol-6-il)asetamit türevi bileşikler sentez edilmiştir. Kolinesteraz inhibitör etkileri ve yapı aktivite ilişkileri belirlenmiştir. Asetilkolinesteraz (AKE) inhibisyonu için bileşik 10g’nin (IC50: 52.90 µM), butirilkolinesteraz BKE inhibisyonu için bileşik 10h’nin (IC50: 51.03 µM ) en yüksek aktiviteye sahip olduğu bulunmuştur. ORAC testi ile yapılan antioksidan aktivite tayininde ise yan zincirinde fenilpiperazin türevleri taşıyan bileşiklerin referans trolokstan daha yüksek antioksidan aktivite gösterdikleri bulunmuştur. Ayrıca sonuç bileşiklerin metal şelatör etkileri incelendiğinde büyük çoğunluğunun metal şelatör özellik taşıdığı belirlenmiştir.

Ethylene glycol toxicity in two calves

Zafer ÖZYILDIZ, Özlem ÖZMEN, Ramazan YILDIZ, İlker Yusuf AKINCI, Gözde OKUYUCU, Melike ALTINTAŞ

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi ( Fen )

Yıl: 2024 Cilt: 71 Sayı: 1 Sayfa: 101 - 103

Öz Tam Metin

Burdur Mehmet Akif University Veterinary Faculty Animal Hospital was brought from livestock to 3 calves aged between 15 and 20 days with complaints of weakness, dehydration, inability to get up and nervous findings. Two of them failed the treatment and were brought to the pathology department after being euthanized. Both animals were macroscopically dehydrated, cachectic, and had hair loss in some parts of the body. There was 1-2 liters of white light-colored transparent fluid in the abdominal cavity. Many organs and serous membranes in the abdominal cavity were hyperemic. Histopathological examination revealed bleeding, edema and degenerative changes in the heart, lungs and kidneys. Calcium oxalate crystals were found in many tubuler lumens, especially the proximal convoluted tubules in the kidneys. In the light of clinical, macroscopic, and histopathological findings, the case was diagnosed with ethylene glycol toxicity. Ethylene glycol toxicity is often seen in cats and dogs living near industrial or auto car repair shops, and in animals that accidentally drink antifreeze waste. This case report is the first case of ethylene glycol toxicity reported in livestock calves in Türkiye.

[TRDizin | Arama Sonuçları] (2024)
Top Articles
Latest Posts
Article information

Author: Rueben Jacobs

Last Updated:

Views: 5539

Rating: 4.7 / 5 (77 voted)

Reviews: 92% of readers found this page helpful

Author information

Name: Rueben Jacobs

Birthday: 1999-03-14

Address: 951 Caterina Walk, Schambergerside, CA 67667-0896

Phone: +6881806848632

Job: Internal Education Planner

Hobby: Candle making, Cabaret, Poi, Gambling, Rock climbing, Wood carving, Computer programming

Introduction: My name is Rueben Jacobs, I am a cooperative, beautiful, kind, comfortable, glamorous, open, magnificent person who loves writing and wants to share my knowledge and understanding with you.